Nilay Dorsa'nın Biyografisi, Hayat Hikayesi

Belki can sıkıntısından belki de meraktan annesinin kıyafetlerini, topuklu kabılarını giymeye bayılırdı. O da pek çok genç gibi, saç fırçasından mikrofon yapardı. Hele makyaj yapmak onun için vazgeçilmez bir keyifti. Saatlerce aynanın karşısına geçer, şarkı söyler, dans ederdi… Bu dans yeteneğinin gün gelip manken olduğunda defile koreografilerinde  işine yarayacağını hiç düşünmezdi. Tüm bu şovlarını  başkalarının yanında yapmaktan da çekinmeyen Dorsa, inanılmaz gözlemci bir yapıya sahipti. İnsanların mimiklerini, hareketlerini, hemen kapar sonra da taklitlerini yapardı. Sanki evin küçük assolisti, dansözü ya da komedyeniydi. Kısacası evin neşe kaynağıydı! Ailesi yeteneklerini keşfettikçe o alanda ilerlemesi için ellerinden geleni yaptı.

Kısa bir süre sonra gitar kurslarına başladı. Onun için o gitarla Karşıyaka Çarşısı’nda yürümek bile çok büyük bir olaydı. Bu
yıllarda o de ileride yapacağı meslekle ilgili kararsızlık içerisindeydi. Bir gün şarkıcı olmak istiyordu, bir gün doktor, bir gün öğretmen…

O günleri Dorsa söyle anlatıyor: "Hiç unutmam… sınıftan aldığım tebeşirlerle evde ranzamı sınıf tahtası yapar, larımı
toplar öğretmencilik oynardım. Onlar öğrencilerim olurdu, ben öğretmen… Tebeşir tozundan odam gözükmezdi.
Liseye geldiğimde artık dikkat çeken bir genç olmuştum… İlgi çekmekten, tüm bakışların üzerimde olmasından inanılmaz mutlu olurdum. Okulun voleybol takımındaydım. Tek bir ım vardı: Mehtap... Bu yıllarda etrafımdakiler sürekli olarak “ boyun uzun, neden sen manken olmuyorsun?”  demeye başlamışlardı. Yaz tatilindeydim… Zaman geçirmek için çalışmaya başladım. Vitrin mankenliği yaparak ilk paramı ndım. Benim için çok eğlenceli günlerdi. Bir gün içeriye çok alımlı, bakımlı, çok güzel bir bayan girdi. Alışveriş yapmaya başladı. Sanırım dikkatini çekmiş olmalıyım, yanıma yaklaşıp bozuk aksanıyla bana “Manken olmak ister misin?” dedi. Ve hayatımı bambaşka bir yöne sokmuş oldu... Ertesi gün beni İzmirli ünlü modacı Ertan Kayıtken’le tanıştırdı. Mankenlik hayatım bu tanışmayla başlamış oldu. O günden sonra  bir günlük tutmaya başladım."


Artık Dorsa İzmir’deki tüm defilelerde yer almaya başlamıştı. Podyum hakimiyeti ve yürüyüşü çok beğeniliyordu. Hemen hemen tüm defilelerde en ön plandaydı. Çalıştığı ajanslar ;  “ Nilay, bir gün bu düzgün ve uzun bacakların sayesinde çok iyi
yerlere geleceksin” derlerdi. Oğlak burcunun disiplinli mükemmeliyetçi ve hırslı özelliklerine fazlasıyla sahipti. Bir süre sonra İzmir’in yerel bir TV kanalında motor sporları üzerine bir program sunmaya başladı. Bir şarap firmasının özel takvim çekiminde yer aldı. 2000 yılında Best Model Of Turkey yarışmasına katılarak 3.lük unvanını elde etti. Bu yarışma sonrası ailesinin de onayını alarak İstanbul’a yerleşti.

Artık defileler, katalog çekimleri, fuarlar ,açılışlar, tanıtımlar, festivaller, sunduğu magazin, yarışma Programları, Dj’lik çalışmaları, manken eğitmenliği birbirini takip etmeye başlamıştı. İlerleyen yıllarda Dorsa klip ve dizilerde de oynadı. Oynadığım dizilerin birkaçı; Kaynanalar, Kurtlar Vadisi, Hamdi Alkan Tiyatro Oyunları olarak sıralanabilir. Turkische Allgemeine Zeitung Gazetesi’nde moda üzerine yazılar da yazan Nilay Dorsa olayı şöyle özetliyor "Eeee daha ne olsun. Durmak yok. Ben başarının aşığıyım. Öyleyse (işinde) en iyisi için devam